Fiilimsi ile Fiil Nasıl Ayırt Edilir? Bir Ekonomi Öğrencisinin Gözünden
Ben Ankara’da yaşayan 25 yaşında bir ekonomi öğrencisiyim. Gerçekten de veriye çok takıntılıyım, ama bu yazı biraz da hikâye tadında olacak, çünkü fiilimsi ile fiil arasındaki farkı anlatırken çocukluğumdan, iş hayatımdan ve çevremden bazı küçük anekdotlara yer vermek istiyorum. Hadi gelin, dilin ince detaylarıyla eğlenirken, fiil ve fiilimsinin arasındaki farkı da öğrenelim!
Fiilimsi ve Fiil Arasındaki Farkı Anlamak
Hatırlıyorum, ilkokulda öğretmenimiz ders anlatırken fiilimsi ile fiil arasındaki farkı anlamamıza çok dikkat ederdi. O zamanlar, kelimelerin anlamlarına takılıp kalırdık; mesela “gitmek” fiili ya da “giden” fiilimsisi arasındaki farkı bir türlü kavrayamıyorduk. O kadar basit geliyordu ki… Ama aslında o basit görünen fark, dilin yapısal detaylarından biri ve bizim dil kullanımımızı etkileyen önemli bir konu.
Fiil, bildiğimiz gibi bir eylemi, durumu veya oluşu anlatan kelimelerdir. Mesela “gitmek”, “yazmak”, “koşmak” gibi. Bu fiiller, bir işi yapma anlamı taşır. Ancak fiilimsi ise bir fiilden türetilen ve cümlede sıfat, zarf ya da isim gibi kullanılabilen bir yapıdır. Yani fiilimsi, fiilin zaman ya da şahıs gibi özelliklerini kaybedip, başka bir sözcük türüne dönüşmesiyle ortaya çıkar. Bu dönüşümü anlamak için biraz daha dikkatli olmalıyız.
Fiil ve Fiilimsinin Günlük Hayattaki Yeri
Sokakta, her gün karşılaştığım insanlarla dilin nasıl kullandığını gözlemliyorum. Örneğin, bir arkadaşım “Çalışarak para kazanıyorum” derken, burada “çalışarak” kelimesi fiilimsi oluyor. Oysa “çalışmak” bir fiil ve eylemi tanımlar. Ama işin içine bir şey eklenince, mesela -arak ekiyle, fiil “çalışarak” bir zarf haline gelir. İşte bu dönüşüm, fiilimsinin özelliğidir. Fiilimsi bir fiilden türetilmiş olsa da, kendi başına bir anlam taşır ve genellikle başka bir sözcükle birleştirilir. Bunu bir tür “dönüşüm” gibi düşünün. İşte dilin büyüsü burada gizli!
Bir başka örnek: Geçenlerde ofiste bir arkadaşım, “Bugün sunumu hazırlayarak çok zaman kaybettim” dedi. Buradaki “hazırlayarak” kelimesi, fiil “hazırlamak”tan türemiş bir fiilimsi. “Hazırlamak” bir fiilken, “hazırlayarak” burada nasıl bir şey yapıldığını (zarf) anlatıyor. Hangi işin yapıldığını değil, o işi yapma şekli üzerinde duruyor. Dilin işlevini böyle kavrayınca, cümlelerin anlamı çok daha derinleşiyor.
Veriyle Bağlantı Kurmak: İstatistiksel Yaklaşım
Biraz veri konuşalım, çünkü ekonomi öğrencisi olarak böyle şeylerden de bahsetmek gerekiyor! Düşünsenize, fiil ve fiilimsinin farkını öğrenmenin günlük dil kullanımındaki etkisini ölçebilen bir anket yapsak. Bu soruya verdiğimiz cevapların, insanların dil kullanımını ne kadar değiştirdiğini görmek gerçekten çok ilginç olurdu. Bunu yapmak istesem, her gün karşılaştığım insanlara “Fiil ve fiilimsi arasındaki farkı ne kadar biliyorsunuz?” diye sorarak bir veri seti oluşturabilirim. Yaptığım gözlemler ve analizlere göre, özellikle dilbilgisiyle ilgili eğitim almış kişilerin fiilimsi kullanımı konusunda çok daha hassas olduğunu söyleyebilirim. İstatistiksel verilerle de kanıtlanmış bir şey: Dil bilgisi konusunda ne kadar bilinçliyseniz, kelimeleri doğru şekilde kullanma ihtimaliniz o kadar yüksek.
Ekonomi bağlamında ise, dilin doğru kullanılmasının önemini daha derinlemesine anlayabiliyoruz. Herhangi bir raporda fiil ve fiilimsi arasındaki farkı doğru kurmamak, o raporun anlaşılabilirliğini etkileyebilir. “Gelerek yatırım yapıyoruz” ile “Gelmek yatırım yapıyoruz” arasındaki farkı düşünün. Birinin yanlış olması, bir raporun ya da açıklamanın tüm doğruluğunu tehlikeye atabilir. Bu yüzden, dilin doğru kullanımı sadece gündelik hayatımızda değil, profesyonel dünyada da önemli bir yer tutuyor.
Fiil ve Fiilimsi Arasındaki Farkı Ayırt Etmenin İpuçları
Peki fiilimsi ve fiil arasındaki farkı ayırt etmenin bazı ipuçları var mı? Kesinlikle var. İlk ipucum şu: Eğer bir kelime bir eylemi ifade ediyorsa ve bir zaman ya da şahıs bilgisi taşıyorsa, bu kesinlikle fiildir. Mesela “yazmak” fiili gibi. Ama kelime, bir eylemi anlatıyor ancak zamansız veya şahıs belirtmeden sadece bir sıfat ya da zarf gibi kullanılıyorsa, bu bir fiilimsi olabilir. Örneğin, “yazarken” fiilimsi. Fiilimsiler, cümlede sıfat, zarf ya da isim gibi görev alabilirler.
Bir diğer ipucu ise eklerdir. -mek, -mak gibi fiil ekleri fiil yapar. Ama -arak, -erek, -miş gibi ekler fiilimsiler oluşturur. Bu ayrımı bilmek, günlük dildeki anlamı netleştirmenizi sağlar. Kısacası, fiilimsiyi tanımanın en basit yolu, kelimenin fiilden türemiş olmasına rağmen kendi başına bir anlam taşıyor olmasıdır.
Sonuç: Dil, Duygular ve Gözlemler
Fiil ve fiilimsi arasındaki farkı anladığınızda, dilin sadece bir iletişim aracı olmadığını, aynı zamanda düşüncelerimizi, hislerimizi ve toplumsal yapıları nasıl şekillendirdiğini daha iyi görüyorsunuz. Ankara’nın kalabalık caddelerinde yürürken veya bir toplantıda bir şeyler anlatırken, dilin gücünü her an hissediyorum. Bu basit ama önemli farkı anladığınızda, kelimelerin arkasındaki anlam dünyasına da adım atmış oluyorsunuz.
Bu yazıyı yazarken fiil ve fiilimsinin hayatımdaki izlerini bir kez daha gözden geçirdim. Her gün karşılaştığım insanlarla kurduğum cümleler, bazen çok basit, bazen karmaşık olabilir ama dilin bu derinlikli yapısı, bize daha fazla şey anlatır. Veriye dayalı düşünmeye, her kelimenin ve cümlenin bize ne söylediğine dikkat etmeye devam edeceğim. Çünkü dil, sadece sözcüklerden ibaret değil; toplumsal bağlamı, düşünceyi ve duyguyu taşır. Ve her yeni öğrendiğimiz dil bilgisi, dünyayı anlamamıza bir adım daha yaklaştırır.